Ahoj Prag ! / Merhaba Prag!

Ahoj Prag ! / Merhaba Prag!


Bu yazımı sizlere Prag’ı ortadan ikiye bölen Vltava Nehri’nin eşsiz manzarası eşliğinde, Çek Cumhuriyeti’nin başkenti, veya pek çok insanın Altın Şehir, Avrupa’nın Kalbi, Masallar Şehri, Şehirlerin Anası isimleriyle bildiği güzeller güzeli  Prag’dan yazıyorum! Prag Erasmus ise en merak edilen konulardan biri, bundan bahsetmek istedim.

Evet, bilenler bilir. Prag her anlamda gerçekten başınızı döndürecek güzellikte, harika bir şehirdir. Gezmesi, tatil yapması ne kadar güzelse, yaşaması da bir o kadar keyifli olan bir yer  Prag. Bugün, Prag’da yeni yaşamaya başlayan ve Prag’a alışmaya çalışan biri olarak anlatacağım bu güzel şehri.

Prag Erasmus Stajı

Ben daha önce Erasmus programı ile Slovakya’nın başkenti Bratislava’dayken, Prag’a yazın gelip, ne yapıp edip buraya tekrar geleceğim diye yemin edenlerdenim. Bu sözümden sonra ne kadar şanslıyım ki karşıma ÇekTürk‘te staj yapma imkanı çıktı. Ve bana da Prag yolları görünmüş oldu.

Her ne kadar hep yaz güzelliğinden söz edilse de, kışı da çok başka ve çok güzel Prag’ın. Evet Prag gerçekten soğuk, ama şehrin o küçücük dar sokakları, tarihi binaları, sıcak şarabı, insanların sevecenliği, muhteşem pubları ve Çek restoranları zaten içinizi sıcacık yapmaya yetiyor.

Václav Havel Havaalanı‘ndan indikten sonra kalacağım yere nasıl gideceğimi biliyordum, bu nedenle bu konuda bir zorluk yaşamadım. Öncelikle havaalanından çıktıktan sonra hemen karşınızda otobüs duraklarını göreceksiniz. Zaten sizin gibi pekçok insan da oraya gittiği için, kalabalığı takip ederek de çok rahat otobüs duraklarına ulaşabilirsiniz. Bilet konusuna gelince, otobüs biletini ister havaalanında ”information” bölümünden, ister durağın yanındaki bilet makinelerinden, isterseniz de  otobüse bindiğinizde şoförden alabilirsiniz. Ben 119 numaralı otobüsle son durakta inerek Metro A‘ya (yeşil hat) , buradan da kalacağım yere rahatlıkla ulaştım. Eğer pekçok insan gibi merkeze gitmeniz gerekiyorsa, yine yeşil metro hattını kullanarak Můstek veya Muzeum duraklarında inebilirsiniz.

İşin zor kısımlarını atlattığıma göre, sıra Prag’ı keşfetmeye gelmişti. İlk olarak tabii ki Prag’ın kalbi olan Old Town Meydanı’na gittim.

cekturk-cek-prag-erasmus-yilbasi-erasmus-staj-     cekturk-cek-cumhuriyeri-prag-blog-post-erasmus-staj--

Yılbaşı geçmiş olmasına rağmen, hala meydandaki kocaman çam ağacı, Prag’da Noel marketleri olduğu gibi duruyordu. İnsanlar doyasıya eğlenmenin peşindeydi. Bu sıcacık atmosfer çok hoşuma gitmişti, çünkü gerçekten kendimi bir yabancı gibi değil, sanki uzun yıllardır burada yaşıyor gibi hissettim. Siz de Prag’ı Türk rehber eşliğinde keşfetmek ve Çekya’nın diğer şehirlerine de geziler düzenlemek için tıklayınız. Prag’ın tarihi atmosferini deneyimlemek için ise Prag’da geleneksel Orta çağ gecesini öneririz.

Bratislava vs. Prag

Daha önce de Bratislava’da Erasmus yaptığımı yukarıda belirtmiştim. İster istemez, Bratislava ve Prag‘ı birbiriyle kıyaslamaya başlamıştım. Bratislava çok şirin bir yer ama, Prag ile kıyasladığım zaman gerçekten çok küçük bir şehir. Belki bir günde çok rahat gezip, bitirebilirsiniz. Ama Prag’ın her yeri, her sokağı tamamen tarih kokuyor. Hergün başka bir yer keşfediyorum. Her ne kadar Çek Cumhuriyeti ile Slovakya kardeş ülkeler olsa da, bence önemli farklılıkları var. Öncelikle, insanları birbirinden çok farklı. Bratislava’da insanlar biraz soğuk, hatta malesef oldukça kabaydı. Pek yardımsever olduklarını söyleyemeyeceğim. Fakat Prag’da karşılaştığım insanlar oldukça güleryüzlü, yardımsever ve kibar. Hatta ilk zamanlar adres sorduğumda sadece  güleryüzlü bir şekilde anlatmakla kalmayıp, bana yürüyerek eşlik bile ettiler. Diğer bir fark da, elbette özellikle öğrenciler için en önemli konulardan biri olan maddiyat konusu. Bratislava Euro bölgesinde olduğu için tabii ki Prag’dan çok daha pahalıydı. Prag’daki fiyatlar ile Türkiye’deki fiyatların ise hemen hemen aynı olduğunu söyleyebilirim. Bu nedenle özellikle öğrenciler açısından Prag’ın çok daha avantajlı olduğu bir gerçek.

E bu kadar iyi şeyden bahsettim, Prag’da hiç mi zorlandığım şeyler olmadı?  Elbette bazı zorluklarla da karşılaştım. En büyük sorunlardan birisi şüphesiz yiyecek sorunu. Aslında biz Türkler, yurtdışına çıktığımızda genel olarak hiçbir yemeği beğenmemeye yani basit bir tabirle sadece karnımızı doyuracak kadar yemeye alıştık diyebiliriz. Ama size önerim Prag’da oldukça güzel Türk-Arap marketleri var. Bu marketlerde bakliyattan turşuya, salçadan lokuma kadar istediğiniz pek çok şeyi bulabilirsiniz.

Prag’da Huzur Bulduğum Yerler

Son olarak, Prag’da bulunduğum zaman içerisinde şu ana kadar kendimi çok huzurlu ve iyi hissettiğim yerleri de söylemek istiyorum.

cekturk-prag-ersmus-

Mutlaka Náplavka‘ya gidip, Vltava Nehri‘nde müziğinizi dinleyip, içeceğinizi yudumlarken, kuğuları izlemelisiniz. Hele bir de hava güneşliyse, işte o zaman çok şanslısınız. Vltava Nehri’nde keyifli turlara katılmak için ise tıklayınız.

Nehir kenarında oturdunuz, eğlendiniz ama şimdiden soğuktan titrediğinizi görebiliyorum. O zaman Náplavka‘dan beş dakika yürüme mesafesinde, Národní divadlo (Ulusal Tiyatro)’nun hemen yanında, zamanında Nazım Hikmet‘in de uğrak noktalarından olan Slavia Cafe‘ye gitmenizi kesinlikle öneririm. Siz de benim gibi nostaljik her şeyi çok seviyorsanız, buraya bayılacaksınız. Prag’da tiyatro – opera – bale – filarmoni konserleri ve tüm biletlerinizi almak için ise tıklayınız.

cekturk-prag-slavia-cafe-erasmus-        cekturk-prag-ilk-gunler-slavia-cafe-erasmus

Prag Erasmus Maceramda Slavia Cafe Prag da olmalıydı…

Nazım Hikmet Slavia Cafe blog yazımız için tıklayın.

Bu kafenin en önemli özelliklerinden birisi de vakti zamanında Kafka, Rilke, Holan, Kundera gibi  birçok yazara ev sahipliği yapmış olmasıdır. Bu nedenle de burası edebiyatçıların kahvesi diye anılıyor. Bir çok edebiyatçının da duvarda resimleri var. Bunun yanı sıra Slavia Cafe Türkler için de oldukça özel bir yere sahip. Çünkü, Nazım Hikmet Prag’da kaldığı zaman bu kafeye sık sık uğrarmış, hatta burada bir şiir yazmış:

cekturk-prag-cafe-slavia-erasmusslavya kahvesinde oturan dostum tavfer’le,
vıltava suyuna karşı oturup,
tatlı tatlı yarenliği severim

pırağ şehri yaldızlı bir dumandır
vıltava suyunun köpüklerine
martı kuşlarıyla gelir istanbul…
lejyonerler köprüsüne gidelim tavfer
martı kuşlarına ekmek verelim.

Bu yüzden buraya gitmek, bana ayrı bir mutluluk veriyor. Hele bir de Nazım’ın resmini duvarda görünce…

Diğer Çek restoranları için buraya ve Çek barlarına gidip meşhur Çek birasını denemek ve diğer bira aktivitelerini deneyimlemek için buraya tıklayınız.

Umarım siz de yazımdan Prag’ın muhteşem enerjisini alabilmişsinizdir.  Çektürk ailesinin yeni bir üyesi olarak sizlere az da olsa Prag’dan bahsedebildiğim için çok mutluyum. Daha güzel, daha dolu dolu yazılarımızda görüşmek üzere !

Prag hakkında genel bilgi videomuz aşağıda:

ČeskoTurecko / ÇekTürk, Çek Cumhuriyeti’ne Erasmus + programı ile gelen tüm öğrenci ve stajyerlere ilk adımdan son adıma kadar desteğe hazır! Çek vizesi, sağlık sigortası, çeviriler ve daha fazlası için tıklayınız. Soru ve destek için iletişim:
info@cekturk.com

+420 775177364