Türk Kebapçı Mutfağında Türkiye Aşığı Bir Çek: Radka Tučková
ČeskoTurecko / ÇekTürk’ün sıkı takipçilerinden olan, önümüzdeki Türk film gecelerimizin yeni organizatörü Radka Tučková’yı tanıyanlar, onun ne kadar büyük bir Türkiye hayranı olduğunu bilirler.
- Radka’nın ÇekTürk blogdaki postlarının tamamı için tıklayın.
- Radka’nın ČeskoTurecko blogdaki Çekçe postları için tıklayın.
Kendisi küçük yaşından itibaren, neredeyse her sene Türkiye’ye tatillere gidip, Türk arkadaşlarını ziyaret eder. Bugünlerde Türkçe dilini de öğrenmeye başlayan sevgili Radka’nın Türk yemeklerine düşkünlüğü de yadsınamaz bir gerçek! Özellikle mercimek çorbasına olan aşkı ve kendi evinde de Türk yemekleri, tatlıları pişirmesi, nazar boncukları ve Türkiye’den getirdiği magnetlerini evinin her yerini süslemesi ile kendisi için kesinlikle yarı Türk diyebiliriz!
Aşağıda kendi ağzından yazdığı, bizim de sizler için Türkçe’ye tercüme ettiğimiz, Prag’da bir kebapçının mutfağında “özel konuk” geçirdiği Pazar gününü (dün yani 28.2.2016) anlatıyor. Umarım siz de onun kadar keyif alırsınız :
Prag’da Türk Restoran ve Radka’nın Yemek Yapımı
” Ve bugün, nihayet günlerdir sabırsızlıkla beklediğim o gün gelip çatmıştı : Prag’da Türk restoran ortamında yemek yapma günü! Beni tanıyanlar bilir, Türkiye’nin kendisini ve Türkiye’den olan her şeyi ne kadar sevdiğimi. Bundan yaklaşık bir ay önce, öğle aralarımda gitmeye bayıldığım bir restorandaydım ve bir gün restoran çalışanları bu mükemmel yemekleri hazırlarken onları izleyip izleyemeyeceğimi sordum. “Evet sorun yok, gelebilirsin.” demeleri ise benim için tam bir sürpriz oldu! Size o anki heyecanımı anlatamam!
Prag Türk Restoranı
Bu restorana Türk arkadaşlarımla geliyordum. Çünkü onlar Prag’da üç aylık bir iş için Prag’dalardı ve her gün bu restorana geliyorduk. Bunu her gün tekrarlamamzın sebebi ise, restoranın iş yerime sadece 20 metre uzaklıkta olması ancak daha önceleri öğle yemeği için hiç aklıma gelmemiş olmasıydı. Bazen burnumuzun dibindeki şeyleri göremeyiz yani Çeklerin deyişi ile “Někdy holt nevidíme věci, které máme téměř pod nosem“.
Sabah ise, restoranda 8’de olabilmem için erkenden uyandığımda “Aptal mıyım da bir pazar sabahı saat 7’de uyanıyorsun?” diye kendime sordum. Ancak pişman olmayacağımı adım gibi biliyordum.
Restorana biraz geç varabildim ve operasyonel olarak zaten başlanmıştı. Hemen benim önüme de bir önlük konmuş ve benim için artık “TÜRK GÜNÜ” başlamıştı! Tek bir kişi tarafından yönetilen restoranda Pazar günü olduğu için restoran sadece bir kişi (bay) tarafından yönetiliyordu ve onun haricinde dört çalışan bayan, bir de ben vardım! Atmosfer çok rahat, sıcak ve arkadaş canlısıydı. Ben sadece bir gözlemci olarak tarifleri not alıyordum. Onlar mükemmel bir harmoni içinde yemek pişirirken, buna dahil olmak istemedim.
Prag’da Türk Lokanta ve Radka’nın Maceraları
Bir bayan undan ekmek yapıp, ekmeklere pişmeden önce şekil veriyordu. Diğer bir bayan sebzeleri doğruyor, bulaşıkları yıkıyordu ve diğerleri ise o anda ne gerekli ise, o işlerle meşgullerdi. Yemek pişirme becerikli ellere sahip olan baya emanetti. Bence “hareminden” oldukça keyif alıyordu! Pazar olduğu için çok fazla çeşit yemek yapılmadı yani daha çok pişirirken, bir yandan da eğlenmek mümkündü.
Bugün benim en sevdiğim yemek olan mercimek çorbası, ayrıca fasulye çorbası, kuzu ve dana eti, musakka, vejetaryan yemekler ve biz Çeklerin alışık olduğundan çok daha farklı olan Türk pilavı pişirildi. Her şey tazeydi ve yarı yarıya hazırdı ve ben düşündüm ki “Yemek pişirmek hissetmek ve sevmekle alakalı”. Her şeyin bir zamanı var ve hiç bir şey için acele edilmemeli. Pişirme ve pişiren kişiler için ücret ödenmeli ve bu da başarının sırrı! Ve bir kişi eğer 10 saatten fazla çalışıyorsa, gerçekten işini seviyor olmalı. Bir sempatik adamın dediği gibi “Hala işimden çok keyif alıyorum ve önemli olan da bu.”
Bu süper yemekler piştikten sonra, gelenlere servis yapmaya gitti. Ben de onlardan biriydim. En sevdiğim patlıcanlı dana eti, Türk pilavi ve Türk ekmeği yedim ve tabii ki her yerde olan Türk çayı ile kapanış! Saat artık 12 olmuştu ve bu keyifli Türk sabahım sona ermişti.
Bu güzel tecrübeyi bana sunup da bu fırsatı bana verdikleri için çok teşekkür ederim. Bazen mutfağa yabancı olmak değil, bazen de hijyen veya ilgi eksikliği olabilir. Ancak burada, her şey tamamıyle mükemmel oldu. Sadece ve sadece Türk tarzı!
Bugünden çıkarımlarım ise, sadece yemek pişirmekle ilgili değil ancak aynı zamanda aşağıdaki noktalarla ilgili :
- Geçmiş zaten geçti, gelecek olmayabilir dolayısıyla anı yaşayın.
- Sadece yemek pişirmek değil, aşk ve ilgi de zaman ister.
- Son ancak en önemli nokta ise ekip olabilmek, başarının sırrı burada gizli.”
Radka Tučková
Prag, Çek Cumhuriyeti
28.2.2016